Bireysel terapiler

Her birey tek ve biriciktir. Problemleri ve onlarla baş etme yöntemleri de öyle kabul edilir. Bulunacak çözüm yolları kişiye özgüdür, sonuçları bireysel olarak ele alınır ve genelleme, kıyaslama yapılmadan değerlendirilir. Bu açıdan terapist danışanı yüksüz, yansız ve yargısızca dinler.

Terapötik süreçler başlı başına iyilik hali sağlar. İlk seanstan itibaren fayda görülür. Psikoterapiler bir süreçtir; ürün değil. Yani kişiler, faydasını birkaç yıl sonra da görebilir. Bu daha çok, danışanın göstereceği uyum ve işbirliği ile, bireysel sorumluluk alıp alamaması ve değişime karşı gösterdiği dirençle ilgilidir.

Psikolojik problemlerin, kısa zamanda büyük dönüşümler gösteren iyileşmelere değil, uzun zamana yayılmış, çok çaba ve emek sonucunda düzelmeler sağlayan bir süreç (psikoterapi süresi) gerektirdiğini bilmek gerekir.

Kişinin kendi dünyasında anlamlandıramadığı, yüzleşmekten ve konuşmaktan kaçındığı, çözümü için ümitsiz hissettiği durumların birer anlamı ve çıkış yolları olduğunu öğrenmesi dahi kendisini rahatlatır, yüklerini hafifletir.

Terapilerde hedeflenen; insanı zaafları, kompleksleri, eksikleri, hataları ve artıları, yetenekleri, potansiyel güçleri ile bir bütün olarak ele almak, danışanın problem çözme becerisini geliştirmek, psikolojik bağışıklığını güçlendirmek, yaşam tarzını olumsuz etkileyen düşünce şeklini yeniden yapılandırmaktır. Danışanın kendi gerçekliğini bu bütünlük içinde görebilmesine ve değerlendirebilmesine yardımcı olmaktır. Düşünce ve davranışlarını organize etmesine ve yaşam kalitesini artırmasına destek olmaktır. Bunun yanında, yaşanan psikolojik sorunların neden yaşandıkları konusunda farkındalık kazandırmaktır. Bunları bilmek bile kişiye iyi gelir.

Terapiler süresince “psikoeğitim” alıyor olmak da danışanı, geçmişte yaşadığı sorunların nedenleri/sonuçları ve gelecekte yaşanabilecek durumlar hakkında bilgilendirir. İçinde bulunduğu durumu daha iyi analiz etme ve anlamlandırma, sorunlarına farklı açılardan bakabilme ve kendine özgü çözüm yolları bulabilme becerilerini geliştirir.

Bireysel terapiler kişinin hayatındaki riskli alanları ve riskli davranışları azaltır. Yaşadığı psikolojik sorunları hafifletir. Daha gerçekçi değerlendirmeler yapmasını ve kendisine zarar verecek davranışları fark edip, onlardan korunmasını sağlar.

Psikoterapiler, kişinin içsel dünyasına yaptığı yolculuğa benzer. Kendini yeniden keşfettiği ve bireyleşme sürecidir. Yolculuğun sonunda kişiler hayatının kontrolünü ve sorumluluğunu eline almaya hazır hale gelir. Sevdiğim bir ifadeyle, psikoterapide yaptığımız, gitmek istediği yere kadar danışana eşlik etmektir. Terapist​ ​ile​ ​danışan​ ​arasında​ ​gizlilik​ ​ilkeleri​ ​doğrultusunda gerçekleşen,​ ​kişinin​ ​bir çok​ ​konuyu ​terapistiyle​ ​paylaşabildiği,​ ​kişisel farkındalığın​ ​kazanıldığı​ ​ve sorunlarına çözüm ​sağlandığı​ ​bir​ ​süreçtir. Danışanın potansiyel kaynaklarını kullanmasını ve bu kaynaklar doğrultusunda sorunlarıyla başa çıkabilmesini sağlamaktadır. Terapist, danışanın geliştirdiği bu yeni becerileri, sorunlarının çözme sürecinde kullanmasına rehberlik eder.

Danışanın terapistine yaptığı transferans (aktarım) hayatının başka alanlarına da taşınır. Terapist ile kurulan sağlıklı ilişki, zamanla diğer insanlara da transfer edilir ve kişinin çevresiyle iletişimi/ilişkileri iyileşir.

Hilal Özdemir Bulat

UZMAN PSİKOLOG
ÇİFT & AİLE TERAPİSTİ